Jorge Jesus ezber bozuyor… Trend belirleyici / Fenerbahçe haberi

AJANSSSPOR HABER

Zirvede yer alan iki ekibin Kadıköy’deki çabasında gülen Fenerbahçe oldu. Jorge Jesus’un idaresindeki sarı lacivertliler, Emre Belözoğlu’nun yönettiği Başakşehir’i Diego Rossi’nin 84. dakikada ceza alanı dışından yaptığı vuruşla geçmeyi başardı. Teknik yöneticilerin taktik savaşı olarak geçen müsabakayı spor müellifleri şöyle kıymetlendirdi…

Atilla Gökçe: Bu heyecanlı koşu bile futbolseveri memnun etmeye yeter! 

Atilla Gökçe (Milliyet): Tam da şövalyelerin buluşması üzereydi Fenerbahçe – Başakşehir maçı… Puan cetvelinin ve istatistiklerin efendisi olarak takdir toplayan Fenerbahçe ve konuğu, birbirlerine ehemmiyet vererek, hürmet duyarak güya düelloya değil, yuvarlak masa toplantısına katılmış üzereydiler. Bilhassa birinci yarıda oyunun “kontrol ve savunma” yanı ağır bastı. Oyun 68’de yapılan üç değişiklikle hem hızlandı hem de Fenerbahçe ismine ağır bir baskı gösterisine dönüştü. Fenerbahçe parlak elbisesine toz kondurmadan, dönemin büyük kadrosu özelliğini daha da geliştirerek… En yakın rakibini yenip liderlik koltuğuna oturarak büyük iş yaptı.Bu kadroya uzaktan bakanlar artık nereye gittiğini biliyorlar. Büyük konuşmayalım… Maksadına ulaşır ya da ulaşamaz. Hiç aşikâr olmaz. Lakin bu heyecanlı koşu bile futbolseveri keyifli etmeye yeter!

Uğur Meleke: Jesus bir trend belirleyici

Uğur Meleke (Hürriyet): Kadıköy’de birinci 75 dakika boyunca çokça çarpışma-mücadele, az konum izledik maalesef. Bilhassa Başakşehir’in ekstra pragmatik taktiğiyle 75 dakika boyunca vadettiğinin altında kaldı bu büyük maç. 75’e kadar Fenerbahçe rakip ceza alanında topa 25 sefer dokunurken, Başakşehir yalnızca 4’te kalmıştı. Yani şayet boksta olduğu üzere bir ‘yan hakem oylaması’ olsa daha müspet oynayan taraf Fenerbahçe’ydi o kısımda de. Lakin futbol boks değil. Kazanmak için gol atmalısınız. Bu noktada da Jesus devreye girdi aslında. 75’te oyuna gol talihi olan üç futbolcu birden sürdü; Pedro, Rossi ve Emre’yi. Jesus yalnızca bir teknik yönetici değil. Ecnebilerin tabiriyle bir ‘trendsetter’. Trend belirleyici yani… Türkiye’ye geldiğinden beri trend belirliyor, ezber bozuyor. “Sadece küçük ekipler haftada bir maç yaparlar” dedi evvel. Akabinde üçlü-dörtlü savunma tartışmasını gülünç hale getirdi. Zira hiçbir şey fark etmiyordu onun grubunda. Bu ortada ‘ideal 11’ kavramını çöpe atıp bir ‘ideal 25’ yarattı Kadıköy’de. Ve dün o ülkü 25’ten dördünü oyuna sokup çevirdi maçı.

Ercan İtimat: Lig rotasının taslağı çizildi

Ercan İnanç (Milliyet): Her rakibin deva üretmek için baş patlattığı Fenerbahçe’nin agresif formatı, maçın son çeyreğindeki Jesus rötuşlarıyla Belözoğlu’nu aştı ve teknik yöneticilerin teknik/taktik yarışı manasındaki maçı “usta” olan kazandı. Bundan sonra Fenerbahçe’nin nereye kadar gideceğini lakin Fenerbahçe bilir. İster “Eksper” olur, lakin şampiyonluk garında durur… İster “duraklara” uğrar yarışa diğer yolcuları da kabul eder. Lakin güçlü Başakşehir testini de geçtikten sonra ardında tam kapasite statla onu kolay kolay durduracak bir rakip olmadığı ve derin takımı nedeniyle kendi kendine yavaşlaması da mümkün olmadığı için, bir manada lig rotasının taslağı çizildi dün gece.

Faik Çetiner: Fenerbahçe, Başakşehir duvarını yıktı  

Faik Çetiner (Fanatik): Fenerbahçe için Başakşehir maçı Kadıköy’deki en önemli lig oyunlarından biriydi. Bir öbür deyişle yaşlı kurt Jesus ile genç kurt Emre Belözoğlu’nun taktik savaşı idi. Devre golsüz kapandığında atılımları rakipten çok Jesus’tan bekledik. Lakin Portekizli hoca her vakit olduğu üzere ataklarını sona sakladı. Başakşehir’in başarılı alan savunmasını ve sıkışan oyunu çözmek için Jesus’un son 15 dakika atılımları geldi Emre Mor, Pedro ve Rossi oyuna girdi. Bu geciken atılımlara karşın Fenerbahçe, Rossi’nin nefis golüyle, Başakşehir duvarını yıktı ve şiddetli virajı döndü.

Ömer Üründül: Fenerbahçe bir sistem ekibini yendi

Ömer Üründül (Sabah): Maçın genelinde disiplinli bir taktik savaşı izledik. Korakor ikili çabalar gündemdeydi. Net durum çabucak hemen yok üzereydi. Maç kısır bir döngüye girmiş gidiyordu. Ben de düşünüyordum ‘Niye Jorge Jesus 60’larda yaptığı değişiklikleri açıkça gerektiği halde yapmıyor’ diye. Nihayet 3 yanlışsız hamleyi biraz geç de olsa yaptı. Sonrasında maçın rengi büsbütün değişti. Dayanılmaz bir Fenerbahçe baskısı ve tehlikeleri başladı. Geliyorum diyen gol de Rossi’nin hoş vuruşuyla geldi. Fenerbahçe dün geceye kadar 13 maçta yalnızca 3 gol yemiş ki ikisi penaltıdan, güçlü bir sistem grubunu zorlansa da yenerek çok kıymetli bir 3 puan aldı. Emre Belözoğlu’nun Jesus’un yaptığı ataklar karşısında yaptığı değişikliklerden hiçbir olumlu yarar gelmedi. Girenler çıkanları arattı.

Gürcan Bilgiç: Gövde gösterisi 

Gürcan Bilgiç (Sabah): Ligin tepe gayretinin, tam bir bilek güreşine döndüğü, tadından yenmeyecek bir maç izledik. Maç öncesinin tartışmaları tekrar aynı… “Rakibin Fenerbahçe’ye gol atması için ne yapması lazım, öne çıkan defansın zaaflarından nasıl yararlanılır” bahisli, “çok bilinenli” görüşler vardı. Bunu yapabilecek en güzel gruptu aslında Başakşehir. Herkes akıl veriyor lakin ligin taktik disiplini, pas yüzdesi, oyun aklı en yüksek grubu Başakşehir bile burada gedik açamıyordu.Kazanmak kadar, değerli bir gövde şovuydu bu. Hak edilmiş galibiyetler ve puanlarla hükmediyorlar döneme.

Serkan Akcan: Jesus, senaryoyu değiştirmeyi başardı

Serkan Akcan (Fanatik): Başakşehir’e karşı atağın tıkandığını fark etmesine karşın oyuna müdahale için 74’e kadar bekleyen Portekizli hoca, Rossi, Pedro, Emre Mor’u tıpkı anda alana sürerek senaryoyu değiştirmeyi tekrar başardı. Bu sayede Fenerbahçe oyun genetiğini tanım eden bir gol atarak maçı kazandı. Fenerbahçe’ye karşı başınıza gelecek en makus şey çıkarken baskıda topu kaybetmek. Jesus, topu kazandıktan sonra ekibinin ne yapacağını öylesine ezberletmiş ki, herkes gözü kapalı kaleye nasıl gideceğini biliyor. Gelelim Fenerbahçe savunmasına. Dönem ortalaması 2 civarı olan Başakşehir’in yalnızca birinci yarıda 4 ofsayta düşmüş olması Fenerbahçe savunma çizgisinin ne kadar âlâ çalıştığının bir göstergesiydi.